Rekabetin Korunması Hakkında Kanun’un Kapsamı

Ömer Batuhan Uçmak
11 min readJan 15, 2022

--

Giriş

Ekonomik ilişkilerin çeşitliliğinin katlanarak arttığı çağımız serbest piyasa sisteminde rekabet ve rekabetin doğal bir uzantısı olan rekabet hukukunun önemi her geçen gün ağırlık kazanmaktadır. Asıl olarak rekabet hukukunun süjesi iktisadi faaliyetlerdir. Genel bir anlatımla bu faaliyetler insanların çeşitli ihtiyaçlarının karşılanması maksadıyla mal ve hizmetlerin üretimi, tedariki, dağıtımı, dolaşımı, bölüşümü ve tüketimi için yapılan işlem ve eylemleri ifade eder [1]. Sözü edilen ekonomik faaliyetler ihtiyaç duyulan mal ve hizmetin üretilmesi ile başlayıp anılan ilgili mal ve hizmetin tüketimi ile son bulmaktadır.

Gerçekten de küreselleşen dünyada ekonomik ilişkiler ve bu ilişkilerin kapsamına aldığı rekabet sorunu artık yerel bir problem olmaktan çıkmış olup uluslararası mahiyet kazanmıştır. Bu noktada rekabet, rekabet hukuku ve rekabetin korunması kavramları birer sacayağı olarak nitelendirilmelidir. Rekabet, ekonomik ilişkilerin ve tüketim bilincinin bir sonucu olarak kendiliğinden ortaya çıkmakta; buna karşın serbest piyasada işleyişin usulüne uygun olarak devamı için rekabetin korunması ve bu koruma için ise yasal temellere oturtulmuş bir mekanizma gerekmektedir. İşte rekabet hukuku ve 4054 sayılı Rekabetin Korunması Hakkında Kanun (“Rekabet Kanunu”) bu işlevi yerine getirerek sözü edilen korumayı yasal ve bağlayıcı temeller üzerine inşa etmektedir.

Günümüz koşulları göz önünde bulundurulduğunda toplumda iktisadi ilişkilerin dirsek temasında bulunmadığı bir kişi dahi akla getirmek neredeyse imkansızdır. Bu noktada hem hukuk mesleklerine mensup kişiler hem de hukuk dışı bireyler rekabet zincirinin bir halkasını oluşturmaktadır. Dolayısıyla iktisadi ilişkilerin tarafı olan kişilerin, ister tüketici ister üretici olsun, rekabet ve rekabet hukuku kapsamında korumalar nazarında bilgi sahibi olması önem arz etmektedir.

https://promarket.org/2021/04/06/measure-test-tipping-point-digital-markets/

Rekabetin sadece rakiplere değil, müşterilere de etkisi hesaba katıldığında rekabetin korunması ihtiyacının kritik konumu göze çarpmaktadır. Muhtevası gereği ateşlenmeye hazır bir silahta adeta bir emniyet kilidi vazifesi gören rekabet hukukuna dair tedbirler ve düzenlemeler, rekabetin ortaya çıkış noktası ve rekabeti ihlal eder nitelikte işlemler üzerinde durulmaya değer hususlardır. Bu sebeple rekabet hukuku ve rekabet hukukunda koruma mekanizmalarının ilgili mevzuat kapsamında anlaşılır ve yalın bir şekilde ele alınması hukukçular gibi hukuk dışı bireylere de katkı sağlayacak olup çalışmamızın amacı da 4054 sayılı Rekabetin Korunması Hakkında Kanun’un kapsamının her kesimden okuyucunun anlayabileceği şekilde ifade etmektir. Bu cihetle çalışmamız kapsamında öncelikle rekabet kavramı ve rekabet hukuku ile rekabetin korunmasındaki amaç irdelendikten sonra Rekabet Kanunu’nun ikinci maddesinde zikredilen kapsam dahilindeki rekabeti engelleyici, bozucu ve kısıtlayıcı işlemler, hâkim teşebbüs ve hâkim durumun kötüye kullanılması ile birleşme ve devralmalar açıklanacaktır.

https://blog.ipleaders.in/competition-law-sustainability-way-forward/

I. Rekabet Kavramı ve Rekabet Hukuku

Rekabet kelime kökeni olarak Arapçadan gelmekte olup denetim, kontrol, gözünü ayırmamak anlamına gelmektedir. Türk Dil Kurumu rekabeti “Aynı amacı güden kimseler arasındaki çekişme, yarışma, yarış” [2] olarak ifade etmektedir. Rekabet Kurumu ise rekabeti “Bir piyasada satıcıların daha fazla müşteri edinerek mal ve hizmet satışlarını, dolayısıyla kârlarını artırmak için giriştikleri yarış” [3] olarak tanımlamaktadır. Gerçekten de rekabet öz bir ifade ile yerleşik olarak faaliyette bulunan satıcıların kazançlarını artırmak için, daha doğrusu daha geniş bir müşteri çevresine hitap edebilmek için, diğer rakipleri ile girişmiş oldukları yarıştır. Nitekim Rekabet Kanunu’nun üçüncü maddesi rekabeti “Mal ve hizmet piyasalarındaki teşebbüsler arasında özgürce ekonomik kararlar verilebilmesini sağlayan yarış” olarak tanımladığından çalışmamız kapsamında rekabetin iktisadi düzeyde bir yarış olduğu söylenebilecektir.

Serbest rekabete dayalı bir ekonomi; kaynakların etkin kullanımı, rakip malların fiyatlarının düşmesi, işletmelerin kalitelerini arttırmaları noktasında teşvik edici bir etkiye sahiptir [4]. İktisadi düzeyde rekabet; ekonomik faaliyette bulunan teşebbüslerin daha iyiye ulaşmak ve maddi imkanlar elde etmek için yarışmasını sağlayarak bu yarışmanın kurallarının ve usulünün rekabetin ahlaki anlayışına uygun biçimde gerçekleşmesine hizmet etmektedir. Her yarışın bir kuralı vardır. Belirtilsin ki, sayısı sınırlı olan üreticilerin birbirleri ile rekabet edecekleri yerde olağan kazançlarından daha fazlasını elde etmek için birbirleri ile iş birliği yapmaları daha açık bir ifade ile rekabeti kısıtlayıcı faaliyetlerde bulunmaları ülkesel verimlilik ve tüketicilerin refah düzeyi noktasında olumsuz etkilere hasıl olacağından Devletin bu duruma müdahalesi gerekecektir. İşte tam da bu noktada Devlet sözü edilen yarışın kurallarını koymak mecburiyetindedir.

Competition & Markets Authority

Rekabet hukuku, rekabetin bizzat kendisini koruyan, piyasada eksiksiz, ticari etiğe ve hukuka uygun bir rekabetin varlığını amaçlayan kuralların bütününü oluşturmaktadır. Bu sebeple rekabet hukuku, rakipler arasındaki rekabete aykırı eylemleri, hakimiyet oluşturacak biçimde birleşme ve devralmaları ve hakim durumun kötüye kullanılmasını yasaklamaktadır.[5] Rekabet hukuku yasaklayıcı kuralları vasıtası ile serbest piyasada var olan rekabetin devamlılığınıve sürdürülebilir niteliğinin korunmasını sağlamayı amaçlayan bir kalkan siluetine bürünerek önemli bir görevi üstlenmiştir.

İşte rekabet ve rekabet hukuku birlikte ele alındığında rekabet, ilgili sürecin parçası olan süjeler arasında gerçekleşen bir oyuna benzetilirse, bu oyun dahilinde hangi hareketin yasak hangisinin serbest olduğunu rekabet hukuku belirleyecektir.

gov.uk

II. Rekabetin Korunmasındaki Amaç

Rekabet hukukunun amacı, rekabet kanunlarının korumayı hedeflediği menfaatleri ifade etmektedir [6]. Rekabet koşullarının nizami şekilde gerçekleştirilebilmesi için gereken tedbirlerin alınması ve rekabet koşullarının gerçekleşmediği piyasalarda teşebbüslerin bu koşullara uygun şekilde davranmasını sağlamak olarak ilgili amaç anılabilir. Bu noktada nihai amaç, rekabeti tehlikeye sokacak şekildeki davranışların ve eylemlerin önüne geçilmesidir. Nitekim rekabetin korunmadığı veya kısıtlandığı piyasalarda piyasayı kontrol etmekte olan teşebbüsler, kendi ayrıcalıklı durumlarını başkaları ile paylaşmamak için farklı yöntemlerle yeni bir teşebbüsün piyasaya girişinizorlaştırabilmektedir [7]. Bu durum ticari hayatta fırsat eşitliğinin bozulmasına yol açacaktır.

Rekabet, kişilerin faaliyetlerine belirlenen kurallar çerçevesinde bir serbestlik getirerek toplumun bundan azami ölçüde yararlanmasını sağlayarak bir denge mekanizması oluşturmaktadır. Rekabet; düşük fiyat ve yüksek kaliteyi, seçim özgürlüğünü, teknolojik gelişmelerin topluma yansıtılmasını, toplumsal refahta gelişmeyi, artan rekabet gücünü, girişim özgürlüğünü ve KOBİ’ler için uygun ortam sağlanmasını gözettiğinden ve koruduğundan bahisle rekabetin korunmasının ardındaki saik, rekabetçi bir piyasanın, tüketicinin, KOBİ’lerin korunarak sağlam temeller üzerine oturulmuş bir ekonomik sistem oluşturmaktır. Rekabet Kanunu’nun ikinci maddesinde zikredilen “Rekabeti engelleyici, bozucu ve kısıtlayıcı anlaşma, uygulama ve kararlar ile piyasaya hâkim olan teşebbüslerin bu hâkimiyetlerini kötüye kullanmaları ve rekabeti önemli ölçüde azaltacak birleşme ve devralma niteliğindeki her türlü hukukî işlem ve davranışlar” şeklindeki kapsam açıklandığında bu amacın özgülendiği faaliyetleri ve halleri saptamak daha kolay bir hal alacaktır.

https://www.ceps.eu/ceps-publications/competition-policy-and-state-aid-defining-a-sustainable-path-for-europes-recovery/

III. Rekabeti Engelleyici, Bozucu ve Kısıtlayıcı İşlemler

Rekabet Kanunu asıl olarak üç temel alanda yasaklama getirmiştir. Bunlar rekabeti sınırlayıcı anlaşma, uyumlu eylem ve kararlar, hâkim durumun kötüye kullanılması ve hâkim durumu yaratan (veya güçlendiren) birleşme ve devralmalardır. Şirketler arasında kimi anlaşmalar veya uygulamalar rekabeti engelleyici mahiyette olabilmektedir. Şirketlerin bir araya gelerek fiyat tespiti yapmaları, ihalelere danışıklı teklif vermeleri, belli bölgeleri (pazarları) bölüşmeleri, üretim miktarını önceden beraber belirlemeleri, rakip şirketlerin faaliyetlerini zorlaştırmaları veya bu eylemler vesilesi ile piyasaya yeni girişleri engellemeleri rekabeti kısıtlar nitelikte faaliyetlerdir [8]. Şöyle ki; rekabetin en hassas kavramlarından biri fiyattır. Fiyatı belirleyen unsurlarla birlikte mal ve hizmeti ortaya koyan teşebbüslerin rekabet hukuku düzenlemeleri ile kontrol edilerek rekabeti kısıtlayıcı faaliyetleri engellenmelidir.

Rekabetin temel gözettiği kavram tüketicinin piyasa ekonomisine güven duyması ve aynı zamanda bu güvenle birlikte doğru fiyata ve kaliteli bir malı veya hizmeti satın alarak huzurda olup mutluluk duymasıdır. Yeni teşebbüslerin piyasaya dahil olmasını engelleyici hareketler pekâlâ koruma kapsamında olacaktır. Zira, piyasaya yeni bir teşebbüsün dahil olmaması çeşitlilikten uzak, rekabetten yoksun ve tekelleşmiş bir piyasayı işaret edecektir. Bu şartlar altında tekelleşmiş teşebbüsler ürün kalitesini geliştirmeyecek ve tekel olmalarının bir sonucu olarak fiyatları tüketici aleyhine artırabileceklerdir. Anlaşma, karar, uygulama gibi rekabeti ortadan kaldırıcı bir hareket içinde olunursa Rekabet Kurulu cezaya hükmedebilecektir. Hatta yazılı bir anlaşmanın varlığı gerekli değildir, sözlü anlamda bir anlaşmanın varlığı da rekabeti ihlal edebilecektir [9]. Rekabet; teşebbüslerin, ekonomik özgürlüğü içerisinde gerçekten bağımsız nitelikte karar alabildiği bir yarıştır. Özellikle fiyatı belirleme, üretim, dağıtım ve stokta teşebbüsler özgürce karar alamazlarsa yarışı kuralına göre oynamamış olacaklardır.

https://www.elegantthemes.com/blog/business/pros-and-cons-of-using-price-skimming-for-your-next-product-launch

Rekabette duyarlı olunan yegâne kavram fiyattır. Piyasanın ihtiyaçları dikkate alınmadan, talep varken arz kısıtlanıp fiyat yükseltilirse Rekabet Kurumu buna müdahale edebilmektedir. Mal ve hizmet piyasalarında sektörün temsilcileribirbirleri ile anlaşma yaparak belli bir piyasayı bölüşerek rekabeti kısıtlayamazlar. Bu halde piyasada fiyatlar yükselir ve tüketici olumsuz etkilenir. Hatta bazen rakipleri zor durumda bırakmak veya piyasaya yeni girişi engellemek için uyumlu eylemlerde bulunurlar. Bu uyumlu eylemler asıl olarak iki veya daha fazla teşebbüsün aynı yönde rekabeti sınırlama amacı taşıyan veya rekabeti tehlikeye sokan davranışlarını ifade etmektedir [10]. Örneğin ham maddenin piyasada üretim bandına girmeden paylaşılması yasaktır. Nitekim Rekabet Kurulu bir kararında çimento üreticisi olan teşebbüslerin birlikte faaliyette bulundukları illerde zam yapma konusunda uzlaştıklarından bahisle;

“(…) söz konusu teşebbüslerin tamamının ya da birden fazlasının faaliyette bulunduğu on bir ildeki fiyatların, teşebbüslerin arasında var olduğu anlaşılan iletişimin bir sonucu olarak özellikle 2010 yılının Temmuz ayında belirgin bir şekilde arttırıldığı tespit edilmiştir. İlgili bölümde yer alan tablolardan anlaşıldığı gibi bazı illerde 2010 yılı Temmuz ayında bariz bir şekilde görülen ve müteakip aylarda da yaşanan fiyat artışlarının, teşebbüsler arasında var olduğu ortaya konulan anlaşmanın sonucu olduğu anlaşılmaktadır. 2010 yılında Türkiye’nin doğusunda faaliyette bulunan teşebbüslerin tamamının, anlaşma yoluyla 4054 sayılı Kanun’un 4. maddesini ihlal ettiği sonucuna ulaşılmıştır.” [11]

Şirketlerin çimentoya zam yapma konusunda uzlaştıkları ve takip eden günlerde çimento fiyatlarında artış görüldüğünden 50 milyon TL’lik bir idari para cezasına hükmetmiştir.

https://bigzinbigapple.com/f/price-competition

Buna karşın belli hallerde rekabeti sınırlayıcı anlaşmalara izin verilebilmektedir. Bu durum muafiyet adı altında ele alınabilmektedir. Rekabet Kanunu’na aykırılık teşkil eden uygulamalar hakkında Rekabet Kurulu tarafından bu eylemin hukuka aykırılık oluşturmadığı kararı alınmasını ifade etmektedir. Eğer şirketler arasındaki anlaşma sonucunda teknolojik veya ekonomik bir gelişme sağlanıyorsa, tüketiciler de bundan olumlu etkileniyor (fayda sağlıyorlarsa) ve aynı zamanda piyasadaki rekabet önemli ölçüde ortadan kalkmıyorsa Kanun’un yasaklayıcı hükümlerinden muaf tutulabilme olasılığı doğmaktadır. Nitekim Rekabet Kurulu [12], İstanbul Havalimanı’nın akaryakıt faaliyetlerinden sorumlu şirketi ile THY A.O. arasında imzalanan yakıt tedarik sözleşmesine ilişkin bir başvuruda, sözleşme ile elde edilecek maliyet tasarrufunun THY maliyetlerinde yaratacağı düşüş vesilesiyle bu halin bilet fiyatlarına yansımasının tüketiciler bakımından faydalı olduğu kanaatine varmıştır [13]. Sonuç olarak, teşebbüsler aralarında yapacakları anlaşmalarla veya eylemlerle rekabetin engellenmesine sebebiyet verdikleri ölçüde sorumlu olabileceklerdir.

IV. Hâkim Teşebbüs ve Hakimiyetin Kötüye Kullanılması

Hâkim durum bir ekonomik gücü ifade eder. Rekabet Kanunu’nun üçüncü maddesinde hâkim durum “Belirli bir piyasadaki bir veya birden fazla teşebbüsün, rakipleri ve müşterilerinden bağımsız hareket ederek fiyat, arz, üretim ve dağıtım miktarı gibi ekonomik parametreleri belirleyebilme gücünü” ifade etmektedir. Hâkim teşebbüs ise piyasada rakiplerine karşı daha güçlü durumda bulunan ve pazar gücünde üstünlüğe sahip olan şirketi ifade etmektedir. Bu noktada şirket iktisadi hamleleri ile piyasayı şekillendirdiğinden faaliyetleri daha sıkı bir süzgeçten geçirilir. Fakat bir şirketin hâkim durumda olması Rekabet Kanunu hükümlerince yasaklanmaz, aksine yasaklanan husus hâkim durumun kötüye kullanılmasıdır [14]. Bir hâkim teşebbüsün rekabeti sınırlayıcı, engelleyici veya kendisine haksız avantaj sağlayabilecek herhangi davranışı hâkim durumun kötüye kullanılmasıdır.

Photo by Sean Pollock on Unsplash

Hâkim teşebbüs maliyetin altında satışlar yaparak piyasaya girişleri engelleyerek veya rakiplerinin faaliyetlerini zorlaştırarak hâkim durumunu kötüye kullanabilir. Diğer yandan hâkim teşebbüs ayrımcılık ile; farklı fiyatlar uygulayarak, ürün satmayı reddederek ve farklı ek koşullar ileri sürmek ile de bunu kötüye kullanabilir. Hatta mal veya hizmetle birlikte onun yanında başka bir mal veya hizmetin satın alınması şartının getirilmesi hâkim durumun kötüye kullanılmasına önemli bir örnektir.

Özellikle tavsiye edilen satış bedeline aykırı şekilde bayiliklere eşit şekilde davranmamak bir kötüye kullanım teşkil etmektedir ve bu tavsiye edilen fiyat da tek bir fiyat olarak deklare edilmelidir. Son olarak bir piyasada sahip olunan üstünlükten, farklı piyasada yer alan rakiplerin faaliyetlerini zorlaştıracak şekilde hâkim durumda tedarikçi olunan malın, o malı kullanması zorunlu olan rakip bir firmaya satılmayacak şekilde bir politikanın benimsenmesi de rekabeti bozucu nitelik taşıyıp cezaya tabi olacaktır. Örneğin bir GSM hizmetleri pazarında hâkim teşebbüsün aynı durumdaki alıcılara farklı koşul ve yükümlülükler getirmesi ve kampanyaları vasıtasıile cep telefonu distribütörlerini kendisine bağımlı konuma getirerek distribütörlere ait cihazların rakip operatör hattı ile satılmasını engellemesinde Rekabet Kurulu hâkim durumun kötüye kullanıldığına karar vermiştir [15]. Nihayet, eğer hâkim durumdaki teşebbüsler, piyasa üzerinde sahip oldukları ekonomik güç ile faaliyette bulundukları piyasada doğrudan veya dolaylı olarak bu hâkim durumlarını rekabeti bozucu ve tüketicileri olumsuz etkiler nitelikte kullanırlarsa bir ceza ile karşılaşabileceklerdir.

V. Birleşme ve Devralmalar

Photo by Randy Fath on Unsplash

Bir noktada teşebbüsler, piyasadaki konumlarını güçlendirmek ya da finansal açıdan daha etkin bir mahiyete bürünmekamacıyla diğer teşebbüsler ile birleşme yoluna gidebileceği gibi bir şirketi bünyesine katma, devralma, yoluna gidebilmektedir. Fakat baştan belirtilmesi gerekir ki, belli nitelikteki birleşme ve devralma işlemleri hâkim durum yaratacak sonuçlar doğurabilmektedir. Hatta bu şirket evlilikleri rekabeti engelleyici sonuçlara yol açabilecek derecede güçlü bir oluşuma sebebiyet verebilecektir. Zira, piyasada artık çok daha güçlü olan ilgili şirket fiyatı belirleme ve fiyat artırma konusunda bir serbestiye sahip olabilecektir ve bu serbesti rekabeti olumsuz yönde etkileyebilir. Yine bu durum tüketiciler açısından da iyi sonuçlar doğurmayacaktır. Bu yüzden Kanun hâkim durum yaratan ya da hâkim durumda olan bir şirketin bu konumunu daha da güçlendiren ve rekabeti önemli ölçüde kısıtlayan türden birleşme ve devralmaları yasaklamıştır [16]. Hakikaten, belli şartların varlığında birleşme ve devralmalar Rekabet Kurulu’nun iznine ihtiyaç duyar [17]. Sonuç olarak kontrolün devralınması ve iki veya daha fazla teşebbüsün birleşmesi halinde ilgili işlemin piyasaya etkisi de ele alınarak bir kontrol yapılacağından adeta bulunduğu kabın şeklini alan bir halin varlığı söz konusu olacaktır.

https://www.frontenders.in/blog/a-rising-trend-of-the-healthcare-sector-hospital-merger-and-acquisition.html

Nitekim Rekabet Kurulu bir kararında iki farklı marina işletmesinin tüm hisselerinin bir şirket tarafından devralınmasını ilgili pazarda hâkim duruma gelmesinden ve piyasadaki rekabetin önemli ölçüde azaltacağından bahisle bu işleme izin verilmemesi sonucuna varmıştır [18]. Bunların ışığında denilebilir ki rekabeti önemli ölçüde azaltabilecek niteliği haiz birleşmeler ve devralmalar piyasada bir tekelleşmeye yol açacağından Kanun kapsamında bunlara izin verilmeyecektir. Pek tabi globalleşen ve her geçen gün büyüyen dünyada bu dengenin korunması adına denetimin sürekliliği bir noktada esas olmalıdır.

Sonuç

Photo by Anne Nygård on Unsplash

Tarih sahnesinde insanlığın her zerresine nüfuz etmiş hukuk ve ekonomi disiplinleri rekabet hukukunda kesişmektedir. Bu kesişme sadece üretici veya şirket gruplarını değil, keza toplumun çoğunluğunu oluşturan tüketiciyi de etkilemektedir. Bu halde iktisadi etkinliğin artması ile tüketicinin korunması arasında günümüz şartlarına uygun ve dengeli bir köprü kurulmalıdır. Bir yanda rekabeti gözeten diğer yandan piyasada ve market zincirinde tüketiciyi koruyan sistemin kapsamının idrak edilebilmesi bu anlamda önem kazanacaktır.

Ekonomik alanda başarı bir haksız nedene veya kural dışı davranışa değil de salt çalışma ve çabaya dayandığı halde ortaya çıkacaktır ki rekabet hukuku da asıl olarak bu yarış kapsamında kuralları ile adil bir ortam gözetmeyi amaçlar. Rekabet ve rekabet hukukunun kapsamının genel hatları ile bilinmesi bu noktada elzemdir.

[1] Ateş M., “Rekabet Hukukunun Konusu ve Hukuki Mahiyeti”, Banka ve Ticaret Hukuku Dergisi, Banka ve Ticaret Hukuku Araştırma Enstitüsü, Cilt: 29 Sayı: 3, Eylül 2013, s.86

[2] https://sozluk.gov.tr

[3] Kobiler İçin Rekabet Hukuku, Dış ilişkiler, Eğitim ve Rekabet Savunuculuğu Dairesi, Ankara, Şubat 2016, s.1,

[4] Sabır H., “Küreselleşen Dünyada Rekabet Politikası ve Gelişmekte Olan Ülkeler”, Marmara Üniversitesi Siyasal Bilimler Dergisi, Cilt: 1 Sayı:1, 2013, s.123

[5] Memiş T., “Corona Günlerinde Rekabet Hukuku”, Yaşar Hukuk Dergisi, Cilt: 2 Sayı: 2, Özel Sayı 2020, s.2

[6] Arı Z., “Rekabet Hukukunda Amaç Sorunu”, Süleyman Demirel Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi, Cilt: 8 Sayı: 3, 2003, s.27

[7] Rekabet Hukuku ve Politikası Özel İhtisas Komisyonu Raporu, Devlet Planlama Teşkilatı Özel İhtisas Komisyonu Raporları, Aralık 1994, s.18

[8] Kobiler İçin Rekabet Hukuku, s.8

[9] Canbolat İ.U., Rekabet Hukuku Açısından Anlaşma ve Uyumlu Eylem Ayrımı ve Hukuki Sonuçları, Yüksek Lisans Tezi, İstanbul 2006, s.76

[10] Öztekin S.B., Rekabetin Uyumlu Eylemler Yoluyla İhlali, mondaq.com, 15 Ağustos 2018

[11] 06.04.2012 tarih ve 12–17/499–140 sayılı Karar

[12] 26.12.2019 tarih ve 19–46/786–343 sayılı Karar

[13] Turgut S., “Rekabet Hukukunda Muafiyet”, Türkiye Adalet Akademisi Dergisi, Yıl: 12 Sayı: 46, Nisan 2021, s.266

[14] Kobiler İçin Rekabet Hukuku, s.26

[15] 29.12.2005 tarih ve 05–88/1221–353 sayılı Kararı

[16] Kobiler İçin Rekabet Hukuku, s.30

[17] İşlem taraflarının Türkiye ciroları toplamının 100 milyon TL’yi aşması veya devralmada tarafların en az birinin Türkiye cirosunun 30 milyon TL’yi aşması verilebilecek bazı örneklerdir.

[18] 09.07.2015 tarih ve 15–29/421–118 sayılı Kararı

--

--