Mesafeli Sözleşmelerde Cayma Hakkı
I. Mesafeli Sözleşme
Cayma hakkını açıklamadan evvel mesafeli sözleşmelere değinmekte fayda vardır. Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun’un 48.maddesi mesafeli sözleşmeleri diğer tüketici sözleşmeleri başlığı altında sınıflandırmıştır. Temel özellikleri ele alınırsa öncelikli olarak söylenmesi gereken; mesafeli sözleşmelerin temel sistemdeki yazılı sözleşmeler gibi fiziksel varlıklarının olmadığıdır. Diğer yandan bu fiziksel varlığın olmaması hali hem sözleşme öncesi hem sözleşme sonrası bir zaman diliminde sürdürülmelidir. Son olarak da uzaktan iletişim araçlarının kullanılması suretiyle bu sözleşme yapılmalıdır. Ancak bu şartlar altında bir sözleşmeyi mesafeli sözleşme olarak nitelemek mümkündür. Mesafeli sözleşme sadece ve sadece internet ile kurulan sözleşmeler olarak algılanmamalıdır, burada asıl zikredilen o işe hasredilmiş olan özel bir sistemin sözleşmenin kurulması aşamasında kullanılmasıdır[1]. Bu kapsamda bir sözleşmenin mesafeli sözleşme olabilmesi için taraflar tüketici ve satıcı/sağlayıcı şeklinde konumlanmalı, fiziksel olarak bu işlemi yapmamalılar, uzaktan iletişim aracı ile bu sözleşme kurulmalıdır[2]. Bu kapsamda Mesafeli Sözleşmeler Yönetmeliği de ilgili araçları saymıştır. Cayma hakkı sadece mesafeli sözleşmeler noktasında tanındığından yukarıdaki saptamalar yapıldıktan ve ilgili şartlar sağlandıktan sonra cayma hakkı ele alınabilecektir.
II. Cayma Hakkı ve Hakkın Kapsamı
Mesafeli sözleşmelerde kullanılan cayma hakkı asıl olarak görmeden, dokunmadan veyahut yakından incelemeden satın alınan ürünün beklendiği gibi özellikler göstermemesi olasılığına karşı bir emniyet kemeri işlevi görmektedir[3].Tahmin edileceği üzere görmeden alınan ürün akılda canlandırıldığı gibi çıkmayabilir, bu kapsamda mesafeli sözleşmelerde 14 günlük bir cayma hakkı gerekçe öne sürmeksizin kullanılabilmektedir. Buna karşın mağazadan alınan, yüz yüze alım faaliyeti icra edilen ürünlerde bu kullanılamayacaktır.
Cayma hakkı bir tanıma tabi tutulursa; herhangi bir gerekçe göstermeksizin ve herhangi bir cezai bedel ödemeksizin mesafeli satış sözleşmelerinde 14 gün içinde ödenen bedelin tamamını talep edebilme imkanıdır. Bu kapsamda cayma hakkının nereden başlayıp nerede bittiği de tüketici açısından büyük önem arz eder. Mesafeli Sözleşmeler Yönetmeliği’nin 9.maddesinde cayma hakkının süresi ve bu sürenin başlangıcı zikredilmiştir. 14 gün eğer bir mal teslimine ilişkin sözleşme söz konusu ise teslim gününden itibaren, hizmet konulu bir mesafeli sözleşme varsa sözleşmenin akdedildiği tarihten itibaren işlemeye başlayacaktır. Hatta dokuzuncu maddenin ikinci fıkrasında tüketicinin sözleşmenin kurulmasından malın teslimine kadarki süreçte de cayma hakkını kullanacağı belirtilmiş, bu denli geniş bir hak tanınmıştır.
Diğer yandan cayma hakkı konusunda eksik bir bilgilendirme yapılırsa tüketici, yönetmeliğin 10.maddesi gereği artık 14 günlük süre ile bağlı değildir; bu süre cayma süresinin bittiği tarihten itibaren 1 yıl olmak üzere uzamıştır. Bu durum hizmet sağlayıcıları veya satıcılar bakımından büyük bir önem taşımaktadır ve yönetmeliğin 5(1)(g) — (h) hükümleri cayma hakkına ilişkin hangi bilgilerin ön bilgilendirme metninde yer alması gerektiğini düzenler. Örneğin çabuk bozulabilen malların teslimine ilişkin sözleşmeler kapsamında cayma hakkının hiçbir şekilde kullanılamayacağı hususunda tüketici bilgilendirilmelidir [4]. Eğer cayma hakkına ilişkin süreler, cayma bildiriminin yapılacağı adres, telefon numarası gibi bilgiler eksik veya yanlış ise; ön bilgilendirme metninde yer almıyorsa bu durum satıcı açısından büyük bir yük getirecektir. Diğer yandan cayma hakkının bulunduğuna ilişkin bir ön bilgilendirmenin yapılmadığı, buna karşın tüketicinin bu cayma hakkından haberdar olduğu bir olasılıkta cayma hakkının kullanılması yine de mümkün olmalıdır [5].
Fakat bilinmelidir ki her ne kadar Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun’da ve Mesafeli Sözleşmeler Yönetmeliği’nde düzenlenmiş olan cayma hakkının bir gerekçe göstermeksizin kullanılması imkân dahilinde olsa da bu yetki sınırsız değildir. Bir noktada savunmasız konumda olan tüketicinin durumunu güçlendirmek amacıyla getirilmiş bu imkânın sınırlarının olmadığı bir olasılıkta bu sefer de satıcı/sağlayıcının zor durumda kalacağı, dengeler terazisinin bozulacağı söylenebilir. Bu yüzden cayma hakkının kullanımı için belirli şartlar ve bu hakkın kullanımının mevcut olmadığı kimi istisnalar düzenlenmiştir.
Öncelikle cayma hakkının nasıl kullanılacağına değinilmelidir. Elbette bu bildirim süresi içinde yapılmalı ve yönetmeliğin 11.maddesi gereğince “yazılı olarak veya kalıcı veri saklayıcısı ile” satıcıya yöneltilmesi gerekir. Tüketicinin yükümlülüklerini düzenleyen 13.madde kapsamında tüketici cayma hakkına ilişkin bildirimi yönelttiği tarihten itibaren 10 gün içinde malı satıcıya göndermelidir. Fakat bu noktada bir uyarı yapılması icap eder: 13.maddenin ikinci fıkrasında belirtildiği üzere olağan kullanım dışındaki değişiklik ve bozukluklardan tüketici sorumlu olacaktır. Buna karşın süresi içinde kullanım talimatlarına uygun kullanılmış bir üründeki bozulma veya değişiklikten elbette tüketici sorumlu olmayacaktır. Bu açıdan bakıldığında 10 gün süresi içinde kullanılmış T-shirt ürününün paramparça edilmiş bir şekilde geri gönderilmesi mutad kullanım sınırının dışına çıkacaktır. Bu bağlamda mutad kullanım ve tekrar satılabilirlik kriterlerini yerine getirmiş bir ürün cayma hakkına konu olabilecektir. Nihayet bu şartları da sağlayan bir ürün iade edilebilecek ve tüketici ödediği bedeli geri alabilir.
III. Cayma Hakkının İstisnaları
Son bir nokta ise; cayma hakkı belirli istisnalar taşımaktadır ve bu istisnalar kapsamına giren durumlarda işin mahiyeti gereği cayma hakkı kullanılamayacaktır. Mesafeli Sözleşmeler Yönetmeliği m.15 cayma hakkının istisnalarını düzenlemiştir. İlgili madde kapsamında tüketicinin burada sayılan hususlarda cayma hakkını kullanamayacağı zikredilir. Fakat bu durum taraflarca aksi kararlaştırılmadığı taktirde geçerlidir, eğer taraflar bu maddede sayılan hallerden biri için de cayma hakkını tanırsa ilgili hüküm uygulanmayacaktır. Bunlar arasında ilk bakışta gerçekten de cayma hakkının kullanılmasının işin tabiatı gereği uygun düşmeyeceği örnekler ele alınacak olursa bunlardan biri a bendinde düzenlenen finansal piyasadaki dalgalanmalara bağlı olarak değişen ve satıcının kontrolünde olmayan mallara ilişkin sözleşmelerdir. Gerçekten de günümüz döviz ve enflasyon dalgalanması düşünülecek olursa böyle bir halde cayma hakkının kullanılması satıcı bakımından kanun ve yönetmelik kapsamında öngörülmemiş ek bir zarara yol açacaktır.
Diğer bir istisna ise çabuk bozulabilen veya son kullanma tarihi geçebilecek malların teslimini içeren sözleşmelerdir. 10 günlük tüketim ömrü olan bir ürünü cayma hakkı kapsamında iade etmek ürünün yapısı gereği ilgili cayma hakkının yapısına uygun düşmez. Özellikle yaş sebze ve meyve bu kapsamda cayma hakkına tabi olmamalıdır, zira iade halinde tekrar satılabilirliği de söz konusu olamayacaktır. Diğer yandan bir istisna; teslim sonrası, bant, mühür, paket gibi koruyucu unsurları açılmış olan mallardan; iadesi sağlık ve hijyen açısından uygun olmayanların teslimine ilişkin sözleşmeler noktasında mevcuttur. Keza pandemi koşullarında bu niteleme daha büyük bir öneme sahiptir. Gerçekten de hijyen açısından iadesi uygun olmayan ürünlerden olan iç çamaşırlarının da bu örnek kapsamında düşünülmesi gerekir. Bir diğer örnek; ruj hijyen amacıyla paketlenmiş durumdaysa, ruj paketinin açılması halinde cayma hakkı kullanılamayacaktır [6]. Değinilmesi gereken önem taşıyan bir diğer istisna malın tesliminden sonra ambalaj, bant, mühür, paket gibi koruyucu unsurları açılmış olması halinde maddi ortamda sunulan kitap, dijital içerik ve bilgisayar sarf malzemelerine ilişkin sözleşmelerdir. Bu halde paketin açılması ile cayma hakkının kullanılmasının haksız bir menfaat teşkil edebileceği söylenebilir ve ilgili madde de asıl olarak bu haksız menfaatin elde edilmesini önleyici bir nitelik göstermektedir.
İlgili istisnalara daha spesifik birer örnek eklenecek olursa; elektronik ortamda anında ifa edilen hizmetler veya tüketiciye anında teslim edilen gayrimaddi mallara ilişkin sözleşmeler kapsamında tüketici satın adlığı ürünü bilgisayarına indirdikten hemen sonra cayma hakkını yine de kullanamaz. Zira bu halde tüketicinin bu programı başka bir cihaza kopyalama olasılığı vardır ve cayma hakkının kullanılamaması bu hal için yerindedir [7]. Diğer yandan tüketicinin istekleri veya kişisel ihtiyaçları doğrultusunda hazırlanan mallar da cayma hakkı dışında bırakılmıştır, buna örnek olarak kişinin isminin ve soy isminin işlendiği bir fihrist veya kalem verilebilir. Zaten böyle bir ürünün iadesi söz konusu olsaydı bile başkasına satımı zorluk arz edecekti, hatta değeri düşecekti. Bu yüzden cayma hakkının kullanılamamasına değerli bir örnek teşkil eder.[8]
[1] Özge Uzun Kazmacı, “İnternet Ortamında Kurulan Mesafeli Sözleşmelerde Tüketicinin Korunması”, Marmara Üniversitesi Hukuk Fakültesi Araştırma Dergisi, 22(2016), s.2791–2818
[2] Ibid., s.2794
[3] Nafiye Yücedağ Göztepe, “Mesafeli Sözleşmelerde Tüketicinin Cayma Hakkı”, TAAD, Yıl:7, Sayı:27, Temmuz 2016, s.667–690
[4] Göztepe, s.670–671
[5] Ibid., s.673
[6] Ibid., s.687
[7] Ümit Gezder, “Mukayeseli Hukuk Açısından İnternet’te Akdedilen Sözleşmelerde Tüketicinin Korunması”, İstanbul, 2004, s.223
[8] Uzun Kazmacı, s. 2809